Bu yazı hem erkekler hem de kadınlar için geçerlidir. Herhangi biri bu maddeleri uygularsa kesinlikle hayatı şimdi olduğundan iyiye gidecektir. Friendzone, arkadaş bölgesidir ve insanlar bir karşı cinsi çekici bulmadıkları zaman oraya atarlar. Friendzone'a düşmemek çok kolaydır, düştükten sonra çıkmak da kolaydır ama insan o duruma düşünce bunu gözünde büyütür.
Friendzone'a düşmemenin temel yolu karşı cinsle ilişkilerinizde her zaman bir gizem taşımaktır. Siz her şeyi onlarla beraber yaparsanız tabii ki arkadaş olursunuz başka ne olacaktınız. Bu taşıdığınız gizem de öyle boş bir gizem olmayacak, gerçekten kendinize özel vakit ayıracaksınız ve o vakitte ne yaptığınızı kimse bilmeyecek. Kendinizi geliştireceksiniz, ağırlık çalışacaksınız, kitap okuyacaksınız, saç bakımınızı yapacaksınız ama kimseye bir şey anlatmayacaksınız. Karşı cinsle muhabbet ederken işiniz çıktığında "İşim çıktı" demekten çekinmeyeceksiniz. Eğer kafanız başka bir işle meşgulken konuşmaya çalışırsanız zaten büyük ihtimalle sohbet sıkıcılaşır. Ağzınız varsa istediğiniz zaman istediğiniz karşı cinsle konuşabilirsiniz.
Eğer friendzone'a düştüyseniz öncelikle kafa yapınızı değiştirelim. Daha önce de yazdığım gibi bu dünya sizin etrafınızda dönüyor. Siz ölürseniz dünyada ne olduğu umrunuzda olmaz. Kendinizi her zaman geliştirin, kitap okuyun, spor yapın. Bunları yaptığınızı sözlü bir şekilde dile getirmeyin ama karşı cins zamanınızı değerli işlerle geçirdiğinizi bilsin. Yavaş yavaş mesajlaşmaları azaltın. Bazı insanlar o kadar friendzone'a giriyor ki artık düzenli olarak geceleri WhatsApp'ten dert dinliyor. Yahu sana ne milletin derdinden? Senin kendine özel bir hayatın var ve kendine özel dertlerin var. Bunu insanlara hissettir. İnsanlara sıkıntılarından özel değilse bahsedebilirsin ama kimseden yardım isteme. Sen sorunlarla nasıl baş edileceğini bilen birisin. Gerçek hayattaki muhabbetlerde de vücut dilinize hakim olun. Kimsenin ağzının içine bakmayın mesela. Eğlenceli olun mutlaka konuştuğunuz zamanlarda. Eğlencesiz bir insanla kimse mutlu olamaz.
Friendzone'dan çıkmış olman gerekiyor. Çıkamadın mı? Bu dünya senin etrafında döndüğü için kimse o kadar da umrunda olmamalı. Biri sizi friendzone'a atıyorsa o kişinin bunu neden yaptığını düşünün. Acaba sizi kendine bağlamak istiyor olabilir mi? Eğer bunu yapabilecek biriyse yöntem basit. Siz onu friendzone'a koyacaksınız ve devreleri yanacak.
Biri sizi friendzone'a attıysa ve siz özgüvenli bir duruş sergilemenize rağmen çıkamadıysanız siz de ona aynı şekilde karşılık verin ve bunu yaparken de başkalarıyla konuşun. Kendisinin tek seçenek olmadığını, sadece alternatiflerden biri olduğunu bilsin. Siz en başta ona yürüdünüz, sizi kendine çekti, siz ona biraz daha yürüdünüz, sizi biraz daha kendine çekti ama siz bu yazıyı okuyup kendinizi düzelttiğiniz için yürümeye devam etmediniz. Başkalarına yürüdünüz. Tam bir kazan-kazan durumu. Siz zaten başkalarıyla konuşmaya başladığınız için sosyalleşmiş oldunuz ve yeni insanlarla ilişki denen bu oyunu oynamaya devam edeceksiniz ve belki daha zekilerini daha güzellerini daha yakışıklılarını bulacaksınız. Eğer sizi friendzone'a atan da sizi bu arada gözünde büyütürse ve o size yaklaşmaya başlarsa değmeyin keyfinize.
Tekrar altı çizilmesi gereken iki nokta var. Birincisi sizi friendzone'a atana soğuk yaptıktan sonra o eğer size yaklaşmazsa asla ama asla geri dönen siz olmayın. Gerekirse silin aklınızdan ama asla siz ikinci bir geri vites yapmayın. Bazıları çok sabırlı çıkacaktır ve birçok kişiyle bu yöntemi uygularken arkadaşlığınız da bitecektir. Böyle olduysa kesinlikle akıl sağlığınız için en hayırlısı budur. Bu dünyada herkesi elde edeceksiniz diye bir şey yok. Kendinizi geliştirmeye devam edin. İkinci önemli nokta ise siz "karşı friendzone" yaparken çirkefleşmemelisiniz. Düşünsenize birini arkadaş olarak görüyorsunuz ama o size yürüyor, arkadaş olarak gördüğünüzü söyleyince de "Sanki ben sana çok meraklıydım. Ben senin birkaç kademe üstündeyim" gibi şeyler söylüyor. Bu çok itici bir davranıştır, yapmayın.
Friendzone'un gerçeklerini açıklayan komik ama öğretici bir video aşağıda:
Friendzone'a düşmemenin temel yolu karşı cinsle ilişkilerinizde her zaman bir gizem taşımaktır. Siz her şeyi onlarla beraber yaparsanız tabii ki arkadaş olursunuz başka ne olacaktınız. Bu taşıdığınız gizem de öyle boş bir gizem olmayacak, gerçekten kendinize özel vakit ayıracaksınız ve o vakitte ne yaptığınızı kimse bilmeyecek. Kendinizi geliştireceksiniz, ağırlık çalışacaksınız, kitap okuyacaksınız, saç bakımınızı yapacaksınız ama kimseye bir şey anlatmayacaksınız. Karşı cinsle muhabbet ederken işiniz çıktığında "İşim çıktı" demekten çekinmeyeceksiniz. Eğer kafanız başka bir işle meşgulken konuşmaya çalışırsanız zaten büyük ihtimalle sohbet sıkıcılaşır. Ağzınız varsa istediğiniz zaman istediğiniz karşı cinsle konuşabilirsiniz.
Eğer friendzone'a düştüyseniz öncelikle kafa yapınızı değiştirelim. Daha önce de yazdığım gibi bu dünya sizin etrafınızda dönüyor. Siz ölürseniz dünyada ne olduğu umrunuzda olmaz. Kendinizi her zaman geliştirin, kitap okuyun, spor yapın. Bunları yaptığınızı sözlü bir şekilde dile getirmeyin ama karşı cins zamanınızı değerli işlerle geçirdiğinizi bilsin. Yavaş yavaş mesajlaşmaları azaltın. Bazı insanlar o kadar friendzone'a giriyor ki artık düzenli olarak geceleri WhatsApp'ten dert dinliyor. Yahu sana ne milletin derdinden? Senin kendine özel bir hayatın var ve kendine özel dertlerin var. Bunu insanlara hissettir. İnsanlara sıkıntılarından özel değilse bahsedebilirsin ama kimseden yardım isteme. Sen sorunlarla nasıl baş edileceğini bilen birisin. Gerçek hayattaki muhabbetlerde de vücut dilinize hakim olun. Kimsenin ağzının içine bakmayın mesela. Eğlenceli olun mutlaka konuştuğunuz zamanlarda. Eğlencesiz bir insanla kimse mutlu olamaz.
Friendzone'dan çıkmış olman gerekiyor. Çıkamadın mı? Bu dünya senin etrafında döndüğü için kimse o kadar da umrunda olmamalı. Biri sizi friendzone'a atıyorsa o kişinin bunu neden yaptığını düşünün. Acaba sizi kendine bağlamak istiyor olabilir mi? Eğer bunu yapabilecek biriyse yöntem basit. Siz onu friendzone'a koyacaksınız ve devreleri yanacak.
Biri sizi friendzone'a attıysa ve siz özgüvenli bir duruş sergilemenize rağmen çıkamadıysanız siz de ona aynı şekilde karşılık verin ve bunu yaparken de başkalarıyla konuşun. Kendisinin tek seçenek olmadığını, sadece alternatiflerden biri olduğunu bilsin. Siz en başta ona yürüdünüz, sizi kendine çekti, siz ona biraz daha yürüdünüz, sizi biraz daha kendine çekti ama siz bu yazıyı okuyup kendinizi düzelttiğiniz için yürümeye devam etmediniz. Başkalarına yürüdünüz. Tam bir kazan-kazan durumu. Siz zaten başkalarıyla konuşmaya başladığınız için sosyalleşmiş oldunuz ve yeni insanlarla ilişki denen bu oyunu oynamaya devam edeceksiniz ve belki daha zekilerini daha güzellerini daha yakışıklılarını bulacaksınız. Eğer sizi friendzone'a atan da sizi bu arada gözünde büyütürse ve o size yaklaşmaya başlarsa değmeyin keyfinize.
Tekrar altı çizilmesi gereken iki nokta var. Birincisi sizi friendzone'a atana soğuk yaptıktan sonra o eğer size yaklaşmazsa asla ama asla geri dönen siz olmayın. Gerekirse silin aklınızdan ama asla siz ikinci bir geri vites yapmayın. Bazıları çok sabırlı çıkacaktır ve birçok kişiyle bu yöntemi uygularken arkadaşlığınız da bitecektir. Böyle olduysa kesinlikle akıl sağlığınız için en hayırlısı budur. Bu dünyada herkesi elde edeceksiniz diye bir şey yok. Kendinizi geliştirmeye devam edin. İkinci önemli nokta ise siz "karşı friendzone" yaparken çirkefleşmemelisiniz. Düşünsenize birini arkadaş olarak görüyorsunuz ama o size yürüyor, arkadaş olarak gördüğünüzü söyleyince de "Sanki ben sana çok meraklıydım. Ben senin birkaç kademe üstündeyim" gibi şeyler söylüyor. Bu çok itici bir davranıştır, yapmayın.
Friendzone'un gerçeklerini açıklayan komik ama öğretici bir video aşağıda:
eğer friendzone yediysek ama arkadaşlığımızın bitmesini istemediği ve üzüldüğümü düşündüğü için daha da samimi konuşuyosa ne yapmalıym, aynı samimiyette mi konuşmalıyım yoksa soğuk mu yapmalıyım
YanıtlaSil